Panplast Et-Süt Entegre Gıda Kompleksi

Konuk: "Önce Türkiye Diyeceğiz"

“MAĞFİRET GÜNLERİNİ BİR YANIMIZ BURUK GEÇİRDİK”

AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk, yayımladığı Ramazan Bayramı mesajının önemli bir bölümünü terör olaylarına ayırdı. Rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif’te nefislerin terbiye olduğunu belirten Recep Konuk, “Ramazan ayının yaydığı manevi huzur iklimini doya doya teneffüs ettik, bayrama erişmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Kardeşlerimize hoşgörüyle yaklaşmada, kardeşlerimizle yardımlaşmada olabildiğince hassas olmamıza rağmen, maalesef ülkemizde yaşanan Ramazan-ı Şerif’lerin ruhu ile tezat hadiseler nedeniyle bu rahmet, bereket ve mağfiret günlerini bir yanımız buruk geçirdik” dedi.

“BU COĞRAFYA ARTIK BEDEL ÖDEMESİN”
Bu mübarek ayda, bazı karanlık güçlerin kirli hesaplarla birliğimizi hedef alarak saldırdığını vurgulayan Recep Konuk, “verilen şehitler için yaşanan acılarla Ramazan’ın manevi iklimini bir yanımız eksik teneffüs ettik. Temennimiz odur ki, bir yanımız buruk, gönül sızısıyla geçirdiğimiz son Ramazan bu Ramazan ayı olsun. Temennimiz odur ki, Ramazan’dan sonraki her günümüz, her ayımız ve her yılımız en azından bundan sonrasında Ramazan ayının huzur iklimi içinde geçsin. Temennimiz odur ki, bu topraklar, bu coğrafya ve bizim medeniyet havzamız artık bedel ödemesin, artık keder ve acı yaşamasın. Kaoslar, savaşlar, ölümler, acılar ülkemiz ve medeniyet havzamızı terk etsin, Ramazan ayının huzur, rahmet ve bereket iklimi, Ramazan’ın rengi olan hoşgörü, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma havası Ramazan aylarından sonra da bizim, bizim ülkemizin ve medeniyet havzamızın üstünden hiç gitmesin” ifadelerini kullandı.

“TEMENNİ ETMEK YETMEZ”
Huzur, rahmet ve bereket ikliminin hiç gitmemesi için sadece temenni etmenin yetmeyeceğini ifade eden Recep Konuk, “o iklimin egemen olması için hepimizin yapması gereken ve yapabileceği şeyler olduğunu biliyor ve o amaç için çalışıyoruz. Biz şunu biliyoruz ki, bu topraklar herkesin imrendiği topraklardır. Bu topraklar üzerinde hesabı olan ve hesap yapan çok. Hesap yapanların hesabını bozmak, hesap kuranların kurduğu hesabı yıkmak öncelikle makamı, mevkii, kökü, kökeni, nesebi, mezhebi, siyasi duruşu, yaşam tarzı her ne olursa olsun herkesin, bu topraklarda yaşayan herkesin ortak mesuliyeti, gelecek nesillere karşı müşterek borcudur. Bizim, hepimizin asgari müştereği, üzerinde uzlaşabileceğimiz öncelikli husus, vatanımızın ve milletimizin müşterek geleceğidir, bu toprakların ve bu toprakların sahiplerinin müreffeh ve huzurlu geleceğidir. Hepimizin ortak arzusu olan huzur iklimin kendiliğinden esmeyeceği aşikârdır. O iklim ancak ve ancak siyasetçisinden kanaat önderlerine, işçisinden memuruna, işadamından bürokratına, çiftçisinden esnafına kadar hepimizin ortak gayreti ile yapılabilir” şeklinde konuştu.

“SOSYO-EKONOMİK BATAKLIKLARI KURUTACAĞIZ”
Farklılıkların olabileceğini ancak farklılıklardan ziyade ortak değerlere sarılmamız gerektiğine dikkat çeken Recep Konuk, “bu toprakların içinde daha iyiyi bulmak için konuşacağız, tartışacağız ancak farklılıklarımızı ve münazaralarımızı sınırlarımızın ötesine taşıyıp, bu topraklar üzerinde hesap yapanların kaşıyabileceği yaralar oluşturmayacağız, istismara açık alanlar bırakmayacağız. Önce Türkiye diyeceğiz ve bu toprakları refah kuşağının ayrılmaz bir parçası yapmak için bir yerine iki, iki yerine üç, üç yerine dört gayret göstereceğiz. Bu ülkenin her evladı ve her ferdi için zengin, müreffeh ve huzurlu bir Türkiye için taş üstüne taş koyacağız ki, fukaralık, işsizlik, çaresizlik adı her ne olursa olsun, çok az sayıda da olsa gençlerimiz ile milletimizin bazı evlatlarının istismarına sebep olan sosyoekonomik bataklıklar kurusun. Bu ülkenin, bu topraklarda yaşayan herkesi refah içinde yaşatacak potansiyelinin olduğunu bizden daha çok bu topraklar üzerinde hesabı olanlar biliyor. O nedenle de Türkiye refah ülkesi olma yolunda ilerledikçe huzurumuza kast ediyorlar. Birbirimize omuz vurmamız için Ramazan ayı dâhil hiç ara vermeksizin gönül yaraları açan hain saldırıların, toplumsal vicdanda yaralar açmaya çalışan kumpasların sebebi omuz omuza verdiğimizde Türkiye’nin erişeceği kuvvet ve kudretten duydukları rahatsızlıktır. Onlar ne yaparsa yapsın biz, bu topraklarda huzur ve refah inşasını birini bir diğerine tercih etmeden eş zamanlı ve elbirliğiyle gerçekleştireceğiz, gerçekleştirmek zorundayız. Çünkü biz bu topraklarda hiçbir Ramazan’da ve hiçbir bayramda milletimizin tek bir ferdinin bile burukluk yaşamasını istemiyoruz. Bu topraklarda, bu topraklardaki her hanede Ramazanların huzur içinde idrak edilmesini, bayramların bayram gibi kutlanmasını istiyoruz” dedi.

“HOŞGÖRÜ HASLETLERİMİZİ UNUTMAYALIM”
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, mesajında şu ifadelere de yer verdi: “Biz istiyoruz ki hem bayram coşkusu içinde hem de bayramdan sonra Ramazan ayı münasebetiyle girdiğimiz manevi iklimin tezahürü olan hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma hasletlerimizi ne fert olarak ne de millet olarak unutmayalım, bu hasletlerimizden bir adım dahi geri atmayalım. Bizler Ramazan’ın manevi iklimini on iki aya yayalım. Yayalım ki birbirimize omuz vurmak yerine omuz omuza verelim. Omuz omuza verelim ki, vatani görev için baba ocağından coşkuyla uğurladığımız gencecik evlatlarımızın acı haberleri bu topraklarda anaların bayram sevincini hüzne dönüştürmesin. Omuz omuza verelim ki, yokluk hiçbir annenin ve babanın boynunu bükmesin. Omuz omuza verelim ki bayramlar, bilaistisna tüm çocuklar tarafından ve hiçbir çocuğumuzun yüzünde yokluğun ve yoksulluğun hüznünden eser olmaksızın onların mutluluğu ve neşesiyle kutlanabilsin”.

“BİZİM ÇABAMIZ, MİLLETİMİZİN DÜNYANIN EN MÜREFFEH ÜLKESİ OLMASI İÇİNDİR”

Ramazan-ı Şerif’in anlam ve mana ikliminin devamı konusundaki inancın tam olduğunu belirten Recep Konuk mesajını şöyle tamamladı; “bu inancımız, Ramazan ayında milletimizin sergilediği erdem, tezahür ettirdiği yardımlaşma örneklerinden kuvvet almaktadır. Milletimizin bu ay içerisinde gösterdiği asaletin ve yüksek şuurun bir sonucu olarak, yoksullara, düşkünlere yönelik olarak her yerde yardımlaşmayı ortak bir tavır olarak tezahür ettirmesi, aynı ezan, aynı kıble, aynı hayır duaları ve aynı değerleri paylaşarak ülkemizin her tarafında ortak bir manevi havayı teneffüs ettirmesi, bizim, bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü, derin ve kopmaz olduğuna dair inancımızı pekiştirmiştir. Ramazan ayı münasebetiyle yaşadığımız bu manevi iklimin bizim coğrafyamızda ilelebet egemen olması en büyük temennimizdir. Bir başka temennimiz daha vardır, yoksula ve ihtiyaç sahibine yardım etmekten kimsenin imtina etmediği ülkemizde, bizim gönlümüzden geçen; yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır. Bizim temennimiz ve çabamız coğrafyamızın ve milletimizin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması içindir. Bu duygularla tüm hemşehrilerimin, üreticilerimizin ve aziz milletimizin mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder, bu rahmet ve bereket günlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.”